Çin Gayrimenkul Sektörü

Çin gayrimenkul sektörü şu an düşüşte ve bundan kaynaklı ülkenin ekonomik kriz yaşadığı, bu ekonomik krizin ülkeye ve ülkenin dünyanın en büyük ikinci ekonomisine sahip olması nedeniyle dünya ticaretine olan etkileri nelerdir? Çin’in şu an sahip olduğu ekonominin üçte ikisini gayrimenkul sektörü oluşturmaktadır. On yıllar boyunca, Çin ekonomisi, nüfus artışının körüklediği, gelişen emlak sektörüne bağımlıydı. Konut piyasası istihdam yarattı ve Çin’in büyüyen orta sınıfı için servet depolama yeri olarak hizmet etti. Yerel yönetimler de arazi satışlarından elde edilen gelire bağlıydı.

Ancak 2020 yılında pandemi ve pandemi ile azalan nüfus konut inşaatı programı için iyi olmadı. Büyük gayrimenkul geliştiricisi olan China Evergrande, borcunu yeniden yapılandırdığı için kısa süre önce ABD’de iflas başvurusunda bulundu. Şirketin 2021’de 300 milyar dolarlık borcunu ödememesi, Çin emlak sektörünün başının belada olduğunun ilk büyük işaretlerinden biri.

Çin ise bunlara karşın Amerika Birleşik Devletleri’nin 2008 yılında yaşadığı kriz gibi bir çöküşten korktuğu için gayrimenkul sektöründe borç sınırlaması getirdi. Ülkedeki birçok insan geri ödeyemeyecekleri kadar borçlandı. Konuta talep azaldı, emlak fiyatı düştü. Ülkede 20 yıl boyunca, emlak sektöründe özelleştirme dalgasıyla patlama yaşadı. Yaşananlar, 3 yıllık koronavirüs kısıtlamalarını yeni geride bırakan ev sahiplerini daha da yoksullaştırdı. Yoksullaşan ev halkı, daha az harcama yapmaya yöneltti. Daha az para harcamak için satın alma işlemlerini erteleyen Çinliler, ucuz işgücü nedeniyle fabrikalarını Çin’de kuran büyük şirketlerin gelirlerini etkileyecek, geliri azalan fabrikalar çalışanlarına daha az maaş verecek ve bu tüm dünyadaki üretim ve ticaretlerini etkiledi. Böylelikle, Ocak ayında Çin’de tüketici fiyatları son 15 yılın en hızlı seviyesinde geriledi.

Bu Eylül 2009’dan bu yana kaydedilen en büyük düşüş olarak kayda geçti. Bu durum aynı zamanda kişilerin ve şirketlerin borç durumlarına da etki ediyor. Fiyatlar ile gelirler azalırken, borçlar aynı kaldı. Gelirleri azalan şirketler ya da maaşları azalan aileler ödeme güçlüğüne düşerken, Çin’de tüketici harcamalarındaki düşüş hissedilir bir hal aldı. Amerikan teknoloji firmaları ve Avrupalı lüks ürün grupları gibi burada iş yapan şirketlere zarar vermeye başladı. Daha zayıf bir Çin ekonomisi aynı zamanda petrole, minerallere ve sanayinin diğer yapı taşlarına olan iştahın da azalması anlamına gelmektedir. Bu da ülkenin diğer ülkelerle olan ticaret anlaşmalarında uyuşmazlıklara, örneğin en büyük ticaret ortaklarından biri olan Amerika ile önce ekonomik sonra siyasi gerginliklere yol açması demek oluyor.

Çin Gayrimenkul Sektörünü Canlandırmaya Yönelik Önlemler

Çin hükümeti, ekonomisini desteklemek ve krizle mücadele etmek amacıyla bir dizi önemli adım attı. Bu politikalar arasında, özellikle gayrimenkul sektörünü canlandırmaya yönelik önlemler öne çıkıyor:

  1. Faiz Oranlarında İndirimler: Çin Merkez Bankası, piyasayı canlandırmak ve tüketici harcamalarını teşvik etmek için birkaç kez faiz oranlarını düşürdü. Bu hamleler, özellikle mortgage faiz oranlarında yapılan indirimlerle, konut alıcılarını desteklemeyi ve gayrimenkul sektöründeki durgunluğu hafifletmeyi amaçlıyor.
  2. Kredi Koşullarının Esnetilmesi: Bankalara, özellikle gayrimenkul ve inşaat şirketlerine kredi verme koşullarını hafifletmeleri talimatı verildi. Bu, likidite sıkıntısı çeken büyük geliştiricilere nefes aldırıyor ve potansiyel bir dizi iflasın önüne geçmeyi hedefliyor.
  3. Altyapı Yatırımlarının Artırılması: Hükümet, ekonomik büyümeyi teşvik etmek için büyük ölçekli altyapı projelerine yatırım yapma kararı aldı. Bu projeler, hem istihdam yaratıyor hem de iç talebi canlandırıyor.
  4. Düzenleyici Reformlar: Özellikle yabancı yatırımcılar için iş yapma ortamını iyileştirmek adına bir dizi düzenleyici reform yapıldı. Bu reformlar, yabancı doğrudan yatırımların artmasını teşvik etmek ve global yatırımcıların güvenini kazanmak için tasarlandı.
  5. Tüketici Harcamalarını Teşvik Etmek: Hükümet, tüketici harcamalarını teşvik etmek için çeşitli sübvansiyonlar ve vergi indirimleri uyguladı. Bu önlemler, perakende satışları artırarak ekonomik büyümeyi desteklemeyi amaçlıyor.
  6. Yeni Teknolojilere Yatırım: Çin, teknolojik inovasyon ve yeşil enerji gibi alanlarda liderlik etmeyi hedefleyerek bu sektörlere büyük yatırımlar yapıyor. Bu strateji, uzun vadede sürdürülebilir büyümeyi desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda küresel ticarette rekabetçiliğini artırıyor.

Bu politikaların etkisi, Çin’in ekonomik istikrarını sağlama ve global ekonomi üzerindeki etkilerini minimize etme konusunda kritik olacak. Ancak, bu tedbirlerin tam etkisinin görülmesi zaman alacak ve Çin’in ekonomik yapısında daha derin reformlar gerektirebilir. Çin hükümetinin bu adımları, dünya ekonomisi için önemli sonuçlar doğurabilir, zira Çin ekonomisinin sağlığı, global ticaret ve piyasalar üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu malumdur.

 

Bircan HASGÜL

Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu 1. Sınıf

İnovakademi Blog