Türkiye’de iş hayatında kadın olmak, tam tarih bilinmese de 19. yüzyıl sonlarında batılılaşma hareketleri ile bazı kadınlar çalışma ve eğitim alma imkânı bulmaya başladılar. 1923 yılında Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilmesiyle kadınlara eşit haklar tanındı ve kadınlar resmi olarak ilk defa çalışmaya, iş hayatına atılmaya başladılar. Özellikle 1960’lı yıllarda kadınların iş hayatında bulunma ve eğitim-öğretim almalarında gözle görülür biçimde bir artış yaşandı. Sanayileşme dönemi ile kadınlar tekstil atölyelerinde, fabrikalarda ve diğer sektörlerde çalışmaya başladılar. Ancak bu dönemde kadınların çalışma hayatındaki rolü düşük ücret ve düşük statü ile sınırlandırıldı.
Günümüzde ise kadınların çalışma alanı her ne kadar genişlemiş olsa da düşük ücret ve düşük statü durumu pek değişmiş görünmüyor. Bunun sebeplerine gelecek olursak; yasalar tarafından kadınlara tanınan doğum ve süt izninin işverenlerin aleyhine olması, kadınların eşit bilgi, tecrübe ve deneyime sahip olmasına rağmen sosyal toplumdaki yerlerinden görüldükleri yerden dolayı az çalışan çok iş fikrini benimsemiş işverenlerin şart koştuğu esnek çalışma saatlerine uyamayacak olmaları. Kadınların sosyal toplumdaki yerleri ise günümüz Türkiye’sinde maalesef hala ev hanımlığı; kocası, evi ve çocukları ile ilgilenen ve bunun bir yaşam tarzı olarak sunulmaması, zorunlulukları olmasıdır.
İş hayatında yaşadıkları zorluklar düşük statü ve düşük ücret ile sınırlandırılmış değil, mobbing ve taciz gibi durumlar da kayıtlara geçilmiştir. Uğradıkları mobbinglerden bazıları, tarzlarına göre eleştirilmeleri, yargılanmaları, hayatlarında neler olup bittiği ile ilgili iş arkadaşlarına hesap vermek zorunda hissettirilmeleri, esnek çalışma saatlerine uymadıklarında/uyamadıklarında cinsiyetleri üzerinden yargılanıp işten çıkarılmakla tehdit edilmeleri.
Taciz konusuna gelecek olursak; çalışma hayatında değil, iş yaşamında taciz konusu hala büyük bir problem. Çalışma hayatı ve iş yaşamı arasında fark ise, kadınlar yalnızca çalışırken değil, mülakatlarda, ön görüşmelerde, stajda da tacize uğrayabiliyorlar. Taciz durumu söz konusu olduğunda, kadının şikayetçi olup olmamak konusunda bile sekteye uğratıldığı, çalışma hayatında önüne engeller konulacağı, ona inanılmayacağı, misilleme yapılacağı gibi hususlar kadını korkutup sindirmek için kullanılıyor. Bütün bunlarla yalnız başına mücadele eden kadın, sonunda tükenmişlik sendromuna yakalanabiliyor.
İş Hayatında Kadın İstihdamı İçin Neler Yapılabilir?
- Kadınların (özel veya kamu) bakım desteğine erişiminin olmaması. Özellikle çocuk bakımı ve okul öncesi eğitim söz konusu olduğunda kadınlar güvenebilecekleri bir yer bulamıyorlar ve yeteri kadar destek göremiyorlar. Bu durum kadınları aileleri ve kariyerleri arasında bir tercih yapmaya zorluyor. Bakım hizmetlerinin eksikliğinden kaynaklı sorunları çözebilmenin en etkili yolu evrensel kreş desteklerinin, okul öncesi hizmetlerinin ve yaşlı bakım hizmetlerinin zenginleştirilmesi, kalitesinin artırılmasıdır.
- Kısmi zamanlı çalışma modellerinin yaygınlaşması kadın istihdamını arttıracak niteliktedir. Elbette kısmi zamanlı çalışma modellerinin güvencesiz istihdamı özendirmesinin de önüne geçilmelidir. Bu sorunun çözümü için çalışanların haklarını gasp etmeden ve çalışanları bazı iş yerlerinin sömürüsüne bırakmadan, güvenceli esnek sözleşmeler ve esnek çalışma saatleri uygulanmalıdır. Kısmi ve yarı zamanlı çalışmada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, yarı zamanlı çalışmak zorunda kalan kadınların terfi ve iş yerinde ilerleme gibi imkanlara erişimde sıkıntı yaşamalarının önüne geçmektir. Eğer esnek çalışma ve yarı zamanlı çalışma konusunda bilinç yükselir ve genel görüş değişirse bu sıkıntılar da ortadan kalkacaktır.
- Kadınların istihdama girmesi ve istihdamda kalmasını sağlamak için en önemli konulardan bir diğeri de Kadın Girişimciliğinin Desteklenmesidir. Kadınların girişimcilik konusunda en büyük şikayetlerini kredilere erişim zorluğu ve yönetim bilgilerinin eksikliği (know-how) yoksunluğu oluşturmaktadır.
- Kadınların verilen desteklerden haberdar olması da ayrıca önemlidir. Bu açıdan bilgilendirme toplantıları, kamu spotları gibi tanıtım faaliyetleri büyük önem taşımaktadır. Ek olarak kadın girişimci rol modellerinin seçilip okullara, üniversitelere, iş yerlerine gidip tanıtım yapması da kadın girişimcilerin sayısının artması için önemlidir. FRAUEN Unternehmen örneği (Almanya) burada baz alınabilir.
Kaynakça
Mobbing Kadın İşçilere Hayatı Dar Ediyor
Türkiye’de işyerinde kadına yönelik şiddet ve taciz – Tez Koop İş Sendikası
Kadın İstihdamını Arttırmak İçin Ne Yapabiliriz?
Kadının İş Yaşamındaki Rolü | IIENSTITU
Türkiye’de Kadınlar Ne Zaman Çalışmaya Başladı?
Bircan HASGÜL
Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu 1. Sınıf