Aşağıda linkini bulacağınız TRT Haber web sitesinde yayınlanan ilginç bir haber var. Haberde kısaca şu bilgi veriliyor; “Çin’den Avustralya’ya giden gemideki 40 konteyner, Sydney açıklarında dev dalgalar nedeniyle suya düştü, 73 konteyner ise hasar aldı. Gemiye ait görüntüler ise Avustralya Deniz Güvenliği Otoritesi (AMSA) tarafından paylaşıldı”.
Bu haberi dikkate alarak bir soru yönelteyim; Gemiden denize düşen 40 konteynerin içerisinde sizin de konteyneriniz olsaydı, ihracatçı olarak riskiniz ne olurdu ve bu riskten nasıl kaçınabilirdiniz? Bu soruya cevap vererek riski ve riskten kaçınma yolunu inceleyelim.
Soruna çözüm ararken öncelikle bu ihracata kullanılan TESLİM ŞEKLİ ve kullanılan ÖDEME ŞEKLİNE göre karşımıza çıkan cevapların farklılık göstereceğini belirtelim. Teslim şekli ve ödeme şeklinin birlikte dikkate alarak karşılaştırmalı olarak inceleyelim.
Bilindiği üzere teslim şekilleri içerisinde, ihracatçının, sevk edilen malları sigorta yaptırma zorunluluğu sadece CIF ve CIP teslim şekillerinde vardır. Bunların dışındaki teslim şekillerinde sigorta yaptırma zorunluluğu bulunmamakta, sigorta yaptırma, teslim şekli gereği riski üstlenen tarafın tercihine bırakılmıştır.
Böyle bir olayla karşılaşıldığında sadece teslim şekline bakarak karar vermek yanıltıcı olacaktır, riski görmek için ödeme şeklini de dikkate almak gerekir. Şöyle ki;
Bu ihracatı EXW veya CFR veya FOB veya FAS teslim şekli ile yaptığımızı varsayalım. Bu durumda malların yolda başına gelebilecek hasar ve eksiklikle ilgili riskimiz bulunmayacağını söylemeliyiz.
İhracatı CIF veya CIP teslim şekli ile yaptığımızda, sorumluluğumuz gereği malların sigortasını yaptırıp sigorta poliçesini de alıcıya diğer belgelerle birlikte yolladığımızda bu durumda da malların yolda başına gelebilecek hasar ve eksiklikle ilgili riskimiz bulunmayacaktır.
Ancak, yukarıda belirttiğimiz tüm bu teslim şekillerinde her ne kadar risk ihracatçı olarak bizde değilse de, eğer satış bedelini mallar yola çıktığında henüz almamışsak, yani peşin ödeme veya akreditif yöntemi ile tahsilat yapmıyorsak, ödeme şeklimiz MAL MUKABİLİ (diğer bir ifade ile VERESİYE) ise işler değişecektir. Örneğin, alıcı denize düşmüş bir konteyneri almayı kabul etmeyeceği ve tabi parasını da ödemeyeceği için risk, ihracatçı olarak bizde kalacaktır.
Eğer ödeme şeklimiz VESAİK MUKABİLİ ise alıcı, denize düşmüş bir konteynerin bankasına gelmiş bulunan belgelerini, bankaya gidip ödeme yapıp almayacağı için risk ihracatçı olarak yine bizde kalacaktır.
Görüldüğü üzere, teslim şekline göre risk her ne kadar ihracatçıda değilse de, dolaylı olarak ihracatçının üzerinde de kaldığı durumlar olabilecektir.
Böyle bir durumla karşılaşmamak için çözüm olarak, tahsilatını peşin veya akreditifle yapmadığımız durumlarda eğer teslim şeklimiz EXW, CFR, FOB veya FAS ise, ihracatçının malları sigorta ettirmesi uygun olacaktır.
İhracatçılarımızın konteynerlerinin denize düşmemesi dileğiyle.
Hüseyin TEKGÜÇ
İlgili haber linki;
https://www.trthaber.com/haber/dunya/dalgalarla-bogusan-gemiden-40-konteyner-suya-dustu-487449.html